Yalova Mutlu Son

Yalova Mutlu Son

Bunun sebebi, büyük olasılıkla, verecek bir cevabının olmamasından kaynaklanıyordu. Yalova Mutlu Son Turner topukları üzerinde döndü ve odadan dışarı çıktı. Miranda bir süre onu izledi, sonra onu beklemeye niyetinin olmadığını anlayınca bir of çekti ve telaşla ardından çıktı. “Turner, yavaşlar mısın!” Yalova Mutlu Son Turner birden durdu, abartılı hareketleri, açıkça, Miranda’ya katlanamadığını gösteriyordu. Miranda onun yanına vardığında yüzünde sıkılmış, öfkelenmiş bir ifadeyle, “Evet?” dedi.

Miranda sinirlerine hâkim olmak için elinden geleni yaptı. “minimumından birbirimize iyi davranmaya çalışamaz mıyız?” “Ben sana kızgın değilim, Miranda.” “hiç de öyle görünmüyor.” “Sinirlerim üstümde, ” dedi Turner. Ses tonundan, amacının Miranda’yı kızdırmak olduğu açıkça anlaşılıyordu. “bununla birlikte senin hayal edebileceğinden çok daha çok nedenle.” Miranda bu nedenleri hayal edebiliyordu ve çoğunlukla da etmişti. Yüzü kızararak, “Şu zarfı açar mısın, lütfen?” diye mırıldandı.

Yalova Mutlu Son

Turner zarfı Miranda’ya verdi, Miranda da yırtıp açtı ve okudu, “Öteki ipucunuz minyatür bir güneşin altında.” Miranda Turner’a bir göz attı. Turner ona bakmıyordu bile. Ona özellikle bakmıyordu. Başka bölgelere, boşluğa dalıp gidiyor, sanki başka yerlerdeymiş izlenimi vermeye çalışıyordu. “Portakallık, ” dedi Miranda. Turner’ın kendisine katılıp katılmayacağı umurunda değil gibiydi. “Hep portakalların güneşin küçük parçacıkları bulunduğunu düşünmüşümdür.”

Turner sertçe başını salladı ve Miranda’nın önden gitmesi için eliyle işaret etti. Yalova Mutlu Son Tavırlarında bir kabalık ve küçümseme vardı, bu yüzden Miranda önden yürürken dişlerini sıkıp kükremek istedi. Tek bir söz bile etmeden evden çıkıp portakallığa yürüdü. Gerçekte Turner bu iki kişilik bizine avcılığını sonuna kadar sürdürebilir miydi acaba? Ona buna zorlamak Miranda’yı pek mutlu etmezdi. Miranda fazlaca zekiydi. Bu ipuçlarını çözümlemek onun için çok zor olmamalıydı. Bir saat içinde çözüp odaya geri dönebileceklerini düşünüyordu. Tam da Miranda’nın düşündüğü benzer biçimde, portakal ağacının altında bir yığın zarf buldular. Tek bir söz bile söylemeden, Turner eğilip bir tanesini aldı ve Miranda’ya verdi. Aynı sessizlik içinde Miranda zarfı yırtıp açtı. İpucunu okudu ve onu Turner’a verdi. BİR SONRAKİ İPUCUNU BULMANIZA ROMALILAR YARDIMCI OLACAK. Bu sessizlik Turner’ı sinirlendiriyor olsa da, o bunu göstermiyordu.